ISLAH YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA ISLAH
- avemininci
- 13 Şub
- 5 dakikada okunur
Türk hukuk sisteminde, dava sürecinde tarafların beyan ve iddialarında yapmış oldukları eksik, hatalı veya gelişen durumlara ilişkin düzenlemeleri düzeltme imkânı “ıslah” kavramı ile ifade edilir. Islah, özellikle adil yargılanma ilkesinin ve taraflar arasında eşit savunma hakkının korunması açısından önemli bir role sahiptir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) çerçevesinde yer alan ıslah hükümleri, tarafların dosya bütünlüğünü sağlamalarına olanak tanırken, yargı organlarının da esnek bir takdir yetkisi kullanmasına imkan tanımaktadır.
Bu yazımızda ıslahın tanımına, HMK'daki amir hükümlere ve ıslah hususundaki yargıtay kararlarına değinip kapsamlı bir değerlendirme yapacağız.

İDDİANIN VE SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ, DEĞİŞTİRİLMESİ YASAĞI
HMK'nın 141. maddesinde iddianın ve savunmanın genişletilmesi, değiştirilmesi hakkında düzenlenmiştir. İlgili kanun hükmünde;
Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
şeklindeki hüküm ile tarafların davanın dilekçeler aşamasının ardından iddia veya savunmasını genişletemeyeceği veya değiştiremeyeceği hüküm altına alınmıştır. İşte ıslah tam da bu noktada olası hak kayıplarının önüne geçmek maksadıyla düzenlenmiş bir usuli işlemdir.
İlgili kanun maddesinin ikinci fıkrası söz konusu yasağın istisnasını düzenlemiştir.
İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.
Kanun maddesinde ifade edildiği üzere usul hukukunun temellerinden olan bu ilkenin istisnası ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatidir.
Islahın Tanımı ve Hukuki Dayanağı
Islah, dava dosyasında yer alan iddia, savunma veya delillerdeki hataların düzeltilmesi ve/veya dava konusunun ortaya çıkan yeni durumlar ışığında yeniden düzenlenmesi işlemidir. HMK, tarafların mahkemede beyanlarını ıslah edebilmelerine olanak sağlayarak, hatalı ya da eksik beyandan kaynaklanabilecek adaletsizliklerin önüne geçilmesini amaçlar.
HMK’nın, özellikle dava ıslahına ilişkin hükümleri şu hususları öne çıkarmaktadır:
HMK'nın 176. maddesinde;
Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
hükümleri düzenlenmiştir. İlgili hükümlerden görüleceği üzere HMK tarafından taraflara yapmış oldukları usul işlemlerini ıslah etme hakkı tanınmıştır. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta aynı davada tarafların yalnızca bir kez ıslah yoluna başvurabileceğidir.
Örneğin davacı taraf; ilk derece mahkemesinde dava görülmekte iken davayı ıslah yoluna başvurmuşsa; bozmadan sonra tekrar ıslah yapması mümkün değildir.
Islahın Usul ve Sınırları
Islah uygulamasında dikkate alınması gereken temel usul ve sınırlar şu şekilde özetlenebilir:
Islah davanın tahkikat tamamlanıncaya kadarki her aşamasında yapılabilir. (HMK 177/1. maddesi)
Dava Konusu İle Sınırlılık: Islah, yalnızca dava dosyasında yer alan iddia ve savunmaların düzeltilmesi veya tamamlanmasına yöneliktir. Davanın esasını değiştirecek, tamamen yeni taleplerin eklenmesi ıslah kapsamında değerlendirilemez.
Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz. (HMK 177/2. maddesi)
Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. (HMK 177/3. maddesi)
Kısmi davalarda ıslahın zamanaşımı süresi içerisinde yapılması gerekmektedir. Aksi halde dava açılırken bildirilen tutar için dava kabul edilebilecekken, karşı tarafın itirazı bulunması halinde ıslah edilen kısım için zamanaşımı sebebiyle ret kararı verilebilecektir.
Islah Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
Islah İle Faiz İstenilmemişse Dava Dilekçesindeki Faiz Geçerli Midir?
Evet. Islah ile faiz istenilmemiş fakat dava dilekçesinde faiz istemi mevcut ise dava dilekçesindeki faiz talebi üzerinden karar verilmelidir. Bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2015/22-449 E., 2017/128 K. sayılı dosyasında "...kısmi ıslahın faize karar vermek için talep şartı yönünden ayrı bir dava, diğer bir deyişle ek dava olarak nitelendirilemeyeceği, davanın kısmen ıslahı ile ek davanın esas itibariyle farklı kurumlar olmaları nedeniyle ıslah ile ilgili uyuşmazlıkların ıslah kurumu çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, kısmi ıslahta davacının sadece talep sonucundaki miktarı değiştirdiği, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olması dikkate alındığında ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmese bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin kısmi ıslah için de geçerli olduğu kabul edilmiştir." hükmü ile ıslah dilekçesinde sadece müddeabih yani dava değerini artıran davacının, dava dilekçesindeki faiz talebinin geçerli olduğuna hükmedilmiştir.
Süresinde Sunulan Cevap Dilekçesinin Islahı Mümkün Müdür?
Evet. Cevap dilekçesi bir usuli işlem olup; ıslah hakkı yalnızca davacıya değil davanın tüm taraflarına sunulmuş olan bir haktır. Dolayısıyla süresinde sunulmuş cevap dilekçesinin ıslahı da mümkündür. Fakat cevap dilekçesi süresinde sunulmamışsa ortada ıslah edilebilecek bir usul işlemi bulunmadığından ıslah yoluyla değiştirilmesi de mümkün değildir. Bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/9-2782 E., 2020/87 K. sayılı ilamında "Ayrıca, davalının süresinden sonra verdiği cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı definde bulunabileceğini kabul etmek ıslah ile kaçırılmış olan sürenin geri getirilmesi, daha doğrusu ıslah ile davaya cevap verilmesi sonucunu doğuracaktır. Oysaki kanun ile belirlenen süreler kesin olup, ıslah kaçırılmış olan süreleri geri getiren bir müessese değildir." şeklindeki hükmü ile süresinde yapılmayan bir usuli işlemin ıslah ile sürenin geri getirilmesi şeklinde bir işlem yapılamayacağına hükmetmiştir.
Süresinde sunulan bir cevap dilekçesi ise tahkikatın her aşamasında ıslah edilebilecek ve cevap dilekçesinde zamanaşımı def'i bulunmuyorsa ıslah yoluyla ileri sürülebilecektir. "Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür." (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.).
Dava Açılırken Bulunmayan Alacak Kalemlerinin Davacı Tarafından Islah Yolu ile Talep Etmesi Mümkün Müdür?
Hayır. Bu hususta öncelikle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin manevi tazminatın sonradan dahil edilebileceği yönünde kararları mevcuttur. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/5120 E. 2013/4672 K. sayılı ilamında "somut olaya bakıldığında davacılar tarafından usulüne uygun olarak açılmış maddi tazminat istemli davada ıslahla manevi tazminat istemelerinde hukuken bir engel yoktur. Mahkemenin başlangıçta talep edilmeyen bir hakkın yargılama aşamasında ıslah ile talep edilemeyeceği değerlendirmesi doğru değildir. Mahkemece manevi tazminata yönelik istemin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir." şeklindeki hükmü ile manevi tazminatın ıslah yoluyla talep edilebileceğine hükmetmiştir. Fakat bu görüş Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından kabul görmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/4-1193 E., 2016/800 K. sayılı ilamında dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacak kalemi olan manevi tazminatın ıslah yoluyla talep edilemeyeceğine hükmetmiştir.
Manevi Tazminat Miktarını Islah Yoluyla Artırabilmek Mümkün Müdür?
Hayır. Manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi gereğince manevi tazminat miktarını, sonradan gelişen bir durum olmadığı müddetçe ıslah edebilmek mümkün değildir. Manevi tazminat isteği niteliği itibarıyla tektir ve bölünemez, fazlaya ilişkin talep saklı tutulmak suretiyle bölümler halinde de istenemez. Sonradan gelişen bir olgunun varlığı iddia edilip kanıtlanmadığı sürece başlangıçta talep edilen manevi tazminat miktarı ıslahla da olsa artırılamaz. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/1678 E., 2012/21498 K. sayılı ilamı)
6. Sonuç
HMK’ya göre ıslah, dava dosyasındaki eksik, hatalı veya gelişen unsurların düzeltilmesi yoluyla, dosya bütünlüğünün sağlanması ve tarafların adil yargılanma haklarının korunmasına hizmet eden önemli bir hukuki mekanizmadır. HMK’nın ilgili maddeleri ile Yargıtay’ın geniş içtihatları, ıslahın usul ve esaslarını belirlerken, mahkemelere de somut olayın özelliklerine göre esnek kararlar alma imkânı tanımaktadır. Tarafların haklarının dengelenmesi ve dava sürecinin etkin yönetilmesi açısından, ıslahın doğru uygulanması büyük önem arz etmektedir.
Bu kapsamlı değerlendirme, ıslahın HMK çerçevesinde nasıl yorumlanması ve uygulanması gerektiğine dair yol gösterici niteliktedir. Uygulamada ortaya çıkabilecek sorunların aşılması için, hem tarafların hem de mahkemelerin HMK’nın öngördüğü ilkelere sadık kalmaları gerekmektedir.
Islah Yargıtay kararları paylaştığımız bu yazımızın okuyuculara faydalı olmasını dileriz.
Comments