Karayolları Trafik Kanunu Madde 111 - KTK 111
- avemininci
- 17 Şub
- 3 dakikada okunur
Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.
Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.

Karayolları Trafik Kanunu Madde 111/1 Yönünden Değerlendirme
Karayolları Trafik Kanunu madde 111'de Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar Başlığı ile yukarıda belirtmiş olduğumuz düzenlemeler yapılmıştır. İlgili kanun maddesi Karayolları Trafik Kanunu kapsamında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı yahut işleten veya sürücü ile yapılan anlaşmaların geçerlilik şartını düzenlemiştir.
İlk fıkradaki düzenleme sorumluluğu tamamen kaldıran yahut daraltan anlaşmaların geçersiz olduğunu belirtmiştir. Yani kişinin trafik kazası sonrasında sürücü yahut işletene veya Trafik sigortacısına "tazminat haklarımdan feragat ediyorum", "bu kaza sebebiyle herhangi bir tazminat talebim olmayacak" gibi herhangi bir feragatname imzalaması; ya da "bu kaza sebebiyle araç işletene hiçbir dava açmayacağım sadece sürücüden talep edeceğim" gibi sorumluluğu daraltan bir anlaşma yapılmasının kanunen önüne geçilmiştir.
İlgili maddeye göre anlaşma tümden geçersiz olduğundan herhangi bir hak düşürücü süre belirlenmemiştir. Dolayısıyla; mağdur, KTK'da öngörülen 2 yıllık zamanaşımı ve cezayı gerektiren bir olayın varlığı (yaralanma yahut ölüm hali) halinde ceza zamanaşımı süresi içerisinde bu anlaşmanın geçersiz olduğunu belirterek her zaman tazminat talebinde bulunabilecektir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2011/165 E., 2011/10471 K. sayılı ve 14.11.2011 tarihli ilamında "Somut olayda, kaza 19.07.2006 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 11.05.2007 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, davacı tarafından imzalanan “İbraname” başlıklı, “19.07.2006 tarihinde askeri araç ile aramızda meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğmuş ve doğması muhtemel her türlü maddi ve manevi zarardan idareyi sorumlu tutmayacağımı, mevcut ve muhtemel zararları bizzat üstlendiğimi ve idareyi bunlardan peşinen ibra ettiğimi beyan ederim.” yazılı, tarihsiz ve miktar belirtilmeyen belgeye itibar edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, söz konusu ibranamede miktar yazılmadığından geçerli olup olmadığı, miktarın belirlenmesi halinde ibranamenin düzenlenme tarihindeki miktarın yeterli olup olmadığı, 2918 sayılı yasanın 111. maddesi de gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir."
hükmünde görülmüş olduğu üzere bedelsiz ve sorumluluğu daraltan anlaşmaların doğrudan geçersiz olduğu belirtilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu Madde 111/2 Yönünden Değerlendirme
Yukarıda belirtilmiş olan 2. fıkrada "Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir." hükmü düzenlenmiştir.
İlgili hüküm ile Sigortacı, işleten yahut sürücünün tazminat miktarından fahiş bir miktarda indirim yaparak sorumluluktan kurtulmasının önüne geçilmek istenmiştir. Burada tazminattan sorumluluğun ortadan kalkabilmesi için geçerli bir uzlaşma yahut anlaşma yapmış olması ve anlaşmanın yetersiz veya fahiş olmaması gerekliliği belirtilmiştir.
Sigorta Şirketinin Hasar Aşamasında Tek Taraflı Ödeme Yapması Halinde;
Burada değinmemiz gereken öncelikle geçerli bir ibraname olmalıdır. Yani sigorta şirketinin hasar dosyası üzerinden tek taraflı bir ödeme yapması ve mağdurun, herhangi bir ibraname imzalamamış olması durumunda iki yıllık süreye tabi bir durum olmayacaktır. Zira ortada anlaşma değil eksik bir ödeme olması halinde ceza zamanaşımı süresi içerisinde eksik tazminat her zaman istenebilecektir.
Örnek vermek gerekirse; 2017 yılının 12. ayında meydana gelen bir kaza sebepli sigorta şirketine başvuru yapmış ve 2018 yılında ödeme almış bir mağdur, ibraname imzalamadan hasar başvurusu ile bu ödemeyi alması halinde herhangi bir anlaşma veya uzlaşma olmadığından 2025 yılının 12. ayında sona erecek zamanaşımı süresine dek eksik ödenen tazminatının bakiye miktarını sigorta şirketinden talep edebilecektir.
İbranamede Fazlaya İlişkin Hakların Saklı Tutulması Halinde;
İbranamede fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması halinde; karşılıklı bir anlaşmadan bahsetmemiz mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla tam manasıyla geçerli bir ibranameden de söz etmek mümkün olamayacaktır. Bu nedenle ilgili ödeme tıpkı hasar aşamasında yapılan bir ödeme gibi değerlendirilebilecek ve 2 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadan bakiye tazminat talebinde bulunabilecektir.
İhtiyari Arabuluculukta Anlaşma Yapılması Halinde;
Trafik kazası dosyalarında nihai karar mercii olan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi geçerli bir arabuluculuk ile yapılmış anlaşma belgesinin HUAK 18/5. maddesi uyarınca dava açmaya engel olduğu kanaatiyle ihtiyari arabuluculukta anlaşma yapılmasının uyuşmazlığı sonuçlandırdığı, ancak gelişen durum (artan maluliyet) iddiası bulunması halinde değerlendirme yapılabileceği yönünde karar vermektedir.
Fakat biz Yargıtay'ın ilgili kararlarına katılmıyoruz. Yargıtay, her ne kadar HUAK 18/5. maddesi uyarınca dava açılamayacağı kanaatinde ise de; arabuluculuk kesin hüküm niteliği taşımamaktadır. Bu hususta KTK 111/2. maddesi uyarınca anlaşmanın yetersiz veya fahiş olup olmadığı irdelenmeli ve sonuca göre karar verilmelidir. Zira Karayolları Trafik Kanunu, HUAK'a göre özel kanun olup; özel kanun hükmünün genel kanun hükmünden önce uygulanacağı hukukun temel prensiplerindendir. Bu hususta detaylı görüşlerimizi linkten ulaşabilirsiniz.
Dava Aşamasında İbraname Alınması Halinde
Sulh HMK'nın 313/1. maddesinde "Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Dolayısıyla sulh tarafların mahkeme aşamasında yapmış olduğu ve uyuşmazlığı sona erdiren hukuki yollardan birisidir. Biz davada alınan ibraname ve sulh protokolünün ardından davanın sonuçlandırılması gerektiği kanaatindeyiz.
Fakat Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2023/6 E., 2024/292 K. sayılı ilamında dava aşamasında alınan ibranamenin davacının itirazları bulunan bilirkişi raporuna göre alındığını, davacının davaya devam ettiğini ve ibranamenin yetersizlik, orantısızlık yönünden incelenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Dolayısıyla ilgili yüksek mahkeme kararından yola çıkıldığında dava aşamasında dahi alınan ibranamenin yetersizliği davacı taraflarca iddia edilebilecektir.
Comments